Sergi: Tarihi Şark Fotoğrafları 1864 – 1970

Hamburg Etnoğrafya Müzesi, [Museum für Völkerkunde] onlarca yıl, eşsiz bir tarihi şark fotoğrafları koleksiyonunu hiç farkında olmadan arşivlerinde barındırdı. Şimdi 18.000 fotoğraftan oluşan koleksiyon keşfedildi ve bir sergiyle kamuoyuna açıldı. Nimet Şeker sergiyi gezdi.

İnanılır gibi değil: Hamburg’daki Etnoğrafya Müzesi [Museum für Völkerkunde] kuşaklar boyunca İslam dünyasında çekilmiş tarihi fotoğraflardan oluşan devasa bir koleksiyon oluşturdu. Koleksiyon, onlarca yıl müze yetkililerinin dikkatini çekmedi.

Ancak 2004 yılında bir grup bilim insanı, ZEIT-Stiftung Ebelin und Gerd Bucerius vakfının desteğiyle yıllar süren titiz bir çalışmaya girişerek, 18.000 fotoğraftan oluşan koleksiyonu ilk kez bilimsel olarak kullanılır hale getirmeye, dijital ortama aktarmaya ve işlemeye başladı. Bu çalışmanın sonucu şimdi „Deve Sırtında Fotoğraf Makinesiyle“ sergisi vesilesiyle yayımlanmış olan ve sergiyle aynı adı taşıyan 700 sayfayı aşan, bol resimli katalogta bulunuyor.

Fotoğraflar esas olarak Avrupalı seyyahlar ve araştırmacılar tarafından ya da yerel fotoğrafçılar tarafından Avrupalılar ve Kuzey Amerikalılar için çekilmiş. Buna uygun olarak, bu fotoğraflar Avrupa’nın „yabancı“ya bakışını belgeliyor. Ancak bu belgeleme, başka hiçbir şark fotoğrafları koleksiyonunda eşine rastlanmayan bir zenginlikte geniş bir yelpazede gerçekleşiyor. Fotoğrafı çekilen bölgeler Kuzey Afrika’dan Ortadoğu’ya ve Afganistan’a, Kazakistan’a hatta Çin’e kadar uzanıyor.

Masalsı bir Şark’a dair fantaziler

Koleksiyonun yelpazesinin genişliği dikkate değer: Bir yandan, ağırlıklı olarak Avrupalı ve Kuzey Amerikalı kamuoyu için 19. yüzyılda çekilmiş ticari fotoğraflar yer alıyor; bu kitlenin masalsı şark fantezileri bu fotoğraflarda tatmin ediliyor. Şark kadınlarının erotik ayrıntılarının sergilenmesi ya da tamamen örtülü kadınların çıplak çocuklarıyla birlikte gösterilmesi sözkonusu kamuoyunda beğeni topluyordu. Derin dekoltesini gösteren peçeli kadınlar gibi paradoksal düzenlemelere de sık sık rastlanıyor. Koleksiyonda, 20. yüzyılın ilk yıllarına ait etkileyici İran fotoğraflarını borçlu olduğumuz Alfred Heinicke gibi bireysel seyyahların çektiği belgesel fotoğraflar da bulunuyor.

Kervanla Hadramut’a

Diğer yandan eşsiz keşif gezilerinin ve o zamana kadar bilinmeyen Yemen, Libya ve Fas gibi ülkelerin fotoğrafları da mevcut. Araştırmacılar büyük kervanlarla Hadramut gibi bölgelere, örneğin bölgenin ilk kez ayrıntılı bir haritasını çıkarmak ve oradaki yaşamı fotoğraflarla belgelemek için gitmişler.

Koleksiyonun parçaları, Avrupalı seyyahların çoğu kez bölgeye ilişkin ve gerçeklikten uzak fantezilerini de yansıtıyor; „Kutsal Topraklar“ veya Mısır fotoğraflarında bu durum açıkça görülebiliyor. Ancak, fotoğrafların tarafsız bir perspektifle çekilmemelerine ve fotoğrafçının beklentileriyle kendine özgü bakışını sürekli ele vermelerine rağmen bu çerçeve içinde bölge ve insanlarının o zaman dilimindeki yaşamı hakkında, modernliğin ve endüstrileşmenin başlaması ile birlikte büyük ölçüde ortadan kalkmış olan yaşam tarzları hakkında değerli bilgiler sunuyor.

Sana’da Yahudi Yaşamı

Fotoğraflarla belgelenmiş araştırma gezilerinin iki tanesi bilinmeyen Yemen’e yapılmıştı: Coğrafyacı ve jeolog Carl Rathjens 1927 ve 1938 yıllarında yaptığı keşif gezilerinde özellikle Sana şehrindeki Yahudi nüfusun yaşamıyla ilgilenmişti. Rathjens’in çektiği fotoğraflar, çok kısa bir süre sonra ortadan kaybolan bir dünyayı son derece etkileyici bir biçimde gösteriyor. Bu resimlerden, Yemen Yahudilerini en azından dış görünüş olarak Arap nüfustan ayırt etmenin pek kolay olmadığı anlaşılıyor. Rathjens, Yahudilerin toplumsal önemini yazılı olarak da belgeledi ve onların zanaatkâr ve kuyumcu olarak toplumun ekonomik omurgasını oluşturduklarını kaydetti.

Engin bozkırdan resimler

Müze’de, Samuil M. Dudin’in bugün Kazakistan, Rusya, Çin ve Moğolistan arasındaki sınır bölgesini oluşturan Semipalatinsk’de çektiği eşsiz fotoğraflar bulunuyor. Bu fotoğraflar 1900’lerde Kazak göçebelerinin, bugün bu biçimiyle artık var olmayan yaşamına dikkat çekici bir bakış sunuyor. Dudin’in fotoğrafları belgesel nitelik taşıyor ama yine de her karede sanatçının bakışı da belirginleşiyor: Bunlar engin çorak bozkırın hissiyatını güçlü biçimde yeniden veren büyük boyutlu, melankolik fotoğraflar.

Dudin egzotik olanı vurgulamıyor, klişelerden yararlanmıyor ve yapay mesajlar verme çabasına girmiyor.

İnsanlar gündelik durumlarıyla karşımıza çıkıyorlar: kadınlar hasır örüyor, Kazakların geleneksel keçe çadırlarını (yurt) kuruyor, söküyor ya da ata biniyorlar. Erkekler namaz kılarken, müzik yaparken, avlanırken ya da çalışırken görüntülenmişler. Fotoğraflar, sanatçının bölgeyi ve insanlarını çok iyi tanıdığını, resmini çektiği insanlara saygı gösterdiğini ortaya koyuyor.

Işık ve gölge ustası Pascal Sebah

Müzede eserleri bulunan bir başka büyük ve tanınmış fotoğrafçı, İstanbul’da ünlü bir fotoğraf stüdyosu işleten Pascal Sebah’tır. Bu koleksiyonda yer alan, Sebah fotoğrafları harikulade bir duruluk ve estetik mükemmellik tutkusunu gösteriyor. Sebah düzenlediği fotoğraflarıyla sadece Avrupa’daki şark fantezilerine hizmet etmekle kalmadı, belgesel değer taşıyan ürünler de oluşturdu.

Hamburg’daki müzenin arşivlerinde İranlı Ermeni fotoğrafçı Antoin Sevruguin’in fotoğrafları da bulundu. Sona ermekte olan 19. yüzyılın İran’ındaki değişik dünyaların arasında gidip gelen bir sanatçı olan Sevruguin ülkenin tüm sosyal tabakalarıyla, bölgeleriyle ve etnik gruplarıyla iyi ilişkiler içindeydi. Sevruguin’in çektiği etkileyici, tarihsel açıdan son derece ilginç fotoğraflar arasında afyon üreten adamların resimleri de, Nasreddin Şah’ın katillerinin ve bu hükümdarın cenaze töreninin fotoğrafları da bulunuyor. Mahrem havası veren kadın portreleri, evlerinde rahatça örtüsüz dolaşan İranlı kadınlarla, izleyiciyi şaşırtıyor.

Hamburg’taki koleksiyon zengin fotoğraf yelpazesiyle burada anlatılanlardan çok daha fazlasını sunuyor ve böylece şarkın geçmiş zamanı hakkında çarpıtılmamış bir bakış sahibi olmak isteyen herkes için ilginç olma özelliğini taşıyor.

Nimet Şeker

© Qantara.de 2009

Almancadan çeviren Mustafa Tüzel

„Mit Kamel und Kamera. Historische Orient-Fotografie 1864-1970“ [Deve sırtında, fotoğraf makinesiyle. Tarihsel şark fotoğrafçılığı 1864-1970] sergisi, Hamburg’ta Museum für Völkerkunde [Etnografya Müzesi] 31 Aralık 2009 tarihine kadar görülebilir. Sergi kataloğu: „Mit Kamel und Kamera“, Mitteilungen aus dem Museum für Völkerkunde Hamburg Bd. 38, 2007. ISBN 3-9809222-8-6.

Sevrugian: Şark Görüntüleri: Ermenistan ile İran arasında kültür gezginleri

İslam’da Resim ve Resim Yasağı: Önyargılar ve cehalet

Hinterlasse einen Kommentar